Ahmet Güzel ile Tunus Turu 3Gece/4Gün

1.Gün: TUNUS – HAMMAMET

İstanbul Yeni Havalimanı Dış Hatlar gidiş terminalinde buluşuyoruz. Pasaport ve gümrük işlemlerimizi tamamladıktan sonra Tunus’a uçmak üzere hareket ediyoruz. Tunus Kartaca Havalimanı’na varışımızın ardından bizi bekleyen aracımıza yerleşerek Kartaca Antik Kenti’ne doğru yola çıkıyoruz. Fenikeliler tarafından kurulan Kartaca, Tunus Körfezi’ne ve çevresindeki ovaya hakim bir tepede yer alan geniş bir arkeolojik sit alanıdır. Bu tarihi güzellikleri keşfettikten sonra Tunus şehir turumuza başlıyoruz. İlk olarak Tunus Medinası (Eski Şehir), Bab El Bahar, Zeytuna Camii ve Yusuf Dey Camii’ni ziyaret ediyoruz. Ardından, ünlü tarihçi, sosyolog, filozof ve devlet adamı İbn Haldun’un (1332–1406) doğduğu evi ve ilk eğitimini aldığı Ukba Camii’ni görüyoruz. Osmanlı döneminden kalma beylerin kabirleri olan Türbet-ül Bey’i ziyaret ettikten sonra şehrin modern yüzünü temsil eden Fransız Caddesi ve Habib Burgiba Caddesi’ni geziyoruz. Şehir turumuzu tamamladıktan sonra Tunus’un turistik merkezi olan Hammamet şehrine doğru hareket ediyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde gerçekleşecektir.

2.Gün: HAMMAMET – KAYREVAN

Otelde alacağımız sabah kahvaltısının ardından, İslam medeniyetinin en eski şehirlerinden biri olan ve Ukbe bin Nafi tarafından kurulan Kairouan’a doğru yola çıkıyoruz. Kuzey Afrika’da İslamiyet’le ilk tanışan, Afrika kıtasına İslam’ın ilk ulaştığı nokta olan bu tarihi şehir, aynı zamanda ilk caminin inşa edildiği ve ilk ezanın okunduğu yer olarak da büyük bir öneme sahiptir. Burada, Aghlabid Havuzları, Sahabe Ebu Zem’a El Belevi Hazretlerinin kabri, Ukba Camii ve Barut Kuyusu gibi tarihi ve manevi açıdan değerli noktaları ziyaret ediyoruz. Ardından El Djem şehrine hareket ediyoruz. Burada, 3. yüzyıldan kalma, büyüleyici bir görkeme sahip antik amfi tiyatroyu görüyoruz. Bu etkileyici ziyaretin ardından Akdeniz kıyısındaki, Hammamet Körfezi’nde yer alan ve aynı zamanda geleneksel bir zeytinyağı ile tekstil merkezi olan Sousse şehrine varıyoruz. Sousse’nin Medinası, modern gelişmelerden korunmuş kültürel ve tarihi değerleri sayesinde 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Şehrin labirenti andıran dar sokaklarında dolaşırken, yüzyıllardır var olan etkileyici mimarisiyle adeta zaman yolculuğuna çıkıyoruz. Medina’daki turumuz sırasında Sousse Camii ve Kalesi’ni de ziyaret ediyoruz. Daha sonra, beyaz ve mavi renkleriyle Tunus tarzını yansıtan ve Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla ünlü Port El Kantaoui liman bölgesini geziyoruz. Gezimizin ardından Hammamet’e geri dönüyor ve akşam yemeğinin ardından otelimizde konaklıyoruz.

3.Gün: HAMMAMET – MEHDİYE

Otelde alacağımız sabah kahvaltısının ardından, Osmanlı’nın Akdeniz kıyısındaki sancak şehirlerinden biri olan Mehdiye’ye doğru yola çıkıyoruz. Mehdiye şehir turumuzda, 1595 yılında inşa edilen ve Osmanlı yapılarının en görkemlilerinden biri olan Burcu’l-Kebîr Osmanlı Kalesi’ni ziyaret ediyoruz. Ayrıca, şehrin sembolü olan ve Fatımi döneminde, 916 yılında inşa edilen Mehdiyye Ulu Camii ile eski şehrin giriş kapısı olarak bilinen Skifa Kahla da gezimiz sırasında göreceğimiz önemli yerler arasında bulunuyor. Mehdiye’deki ziyaretlerimizi tamamladıktan sonra, Tunus’un sahil bölgesinde yer alan tarihi Monastir şehrine hareket ediyoruz. Akdeniz kıyısında yer alan bu şehirde, Tunus’un en eski ve en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Monastir Ribati’ni keşfediyoruz. Ortaçağ’da savunma amacıyla inşa edilen ve zamanla bir tarihi yapıya dönüşen bu etkileyici kale kompleksi, günümüzde turistlerin yoğun ilgisini çeken önemli bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Son olarak, Tunus’un bağımsızlık lideri ve ilk cumhurbaşkanı olan Habib Bourguiba’nın Anıt Mezarı’nı ziyaret ediyoruz. Ardından, masmavi denizle buluşan bembeyaz kumsalları, yemyeşil bahçeleri, arkeolojik alanları ve yasemin kokularıyla ünlü Hammamet şehrine geri dönüyoruz. Eski şehir Medina’da gerçekleştireceğimiz kısa bir turun ardından otele varıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

4.Gün: NABİL – SİDİ BU SAİD

Otelde alacağımız sabah kahvaltısının ardından, seramik ve çini sanatının başkenti sayılan Nabil şehrine doğru yola çıkıyoruz. Şehir, eşsiz güzellikteki seramik ve çini ürünleri, çömlek atölyeleri ve çömlek satan dükkanlarıyla ünlüdür. Eski şehir Medina’sını gezdikten sonra, Tunus’un dünyaca ünlü Bardo Mozaik Müzesi’ne hareket ediyoruz. 7 Mayıs 1888 tarihinde kurulan Bardo Müzesi, zengin koleksiyonuyla Akdeniz bölgesinin en önemli müzelerinden biri olmasının yanı sıra, Kahire Mısır Müzesi'nden sonra Afrika kıtasının en büyük ikinci müzesi olarak kabul edilir. "Dünyanın en büyük mozaik müzesi" unvanını taşıyan bu muhteşem yapı, onlarca salonunda sergilenen yüzlerce büyüleyici mozaik eseriyle ziyaretçilerini hayran bırakıyor. Müze gezimizin ardından, mavi ve beyaz renkleriyle ünlü Sidi Bou Said kasabasına doğru hareket ediyoruz. Akdeniz’e hâkim bir tepede konumlanan bu büyüleyici kasaba, freskli kafeleri, otantik Tunus restoranları ve küçük sanat galerileriyle hem mistik hem masalsı bir atmosfer sunuyor. Sidi Bou Said’in taş döşeli dar sokaklarında keyifli bir gezintinin ardından, turumuzun son durağı olan havalimanına hareket ediyoruz. Bagaj ve bilet işlemlerimizi tamamladıktan sonra Türk Hava Yolları ile İstanbul’a uçuyoruz. İstanbul’a varışımızla birlikte turumuz sona eriyor.

2.Gün: HAMMAMET – KAYREVAN

Otelde alacağımız sabah kahvaltısının ardından, İslam medeniyetinin en eski şehirlerinden biri olan ve Ukbe bin Nafi tarafından kurulan Kairouan’a doğru yola çıkıyoruz. Kuzey Afrika’da İslamiyet’le ilk tanışan, Afrika kıtasına İslam’ın ilk ulaştığı nokta olan bu tarihi şehir, aynı zamanda ilk caminin inşa edildiği ve ilk ezanın okunduğu yer olarak da büyük bir öneme sahiptir. Burada, Aghlabid Havuzları, Sahabe Ebu Zem’a El Belevi Hazretlerinin kabri, Ukba Camii ve Barut Kuyusu gibi tarihi ve manevi açıdan değerli noktaları ziyaret ediyoruz. Ardından El Djem şehrine hareket ediyoruz. Burada, 3. yüzyıldan kalma, büyüleyici bir görkeme sahip antik amfi tiyatroyu görüyoruz. Bu etkileyici ziyaretin ardından Akdeniz kıyısındaki, Hammamet Körfezi’nde yer alan ve aynı zamanda geleneksel bir zeytinyağı ile tekstil merkezi olan Sousse şehrine varıyoruz. Sousse’nin Medinası, modern gelişmelerden korunmuş kültürel ve tarihi değerleri sayesinde 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Şehrin labirenti andıran dar sokaklarında dolaşırken, yüzyıllardır var olan etkileyici mimarisiyle adeta zaman yolculuğuna çıkıyoruz. Medina’daki turumuz sırasında Sousse Camii ve Kalesi’ni de ziyaret ediyoruz. Daha sonra, beyaz ve mavi renkleriyle Tunus tarzını yansıtan ve Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla ünlü Port El Kantaoui liman bölgesini geziyoruz. Gezimizin ardından Hammamet’e geri dönüyor ve akşam yemeğinin ardından otelimizde konaklıyoruz.

3.Gün: HAMMAMET – MEHDİYE

Otelde alacağımız sabah kahvaltısının ardından, Osmanlı’nın Akdeniz kıyısındaki sancak şehirlerinden biri olan Mehdiye’ye doğru yola çıkıyoruz. Mehdiye şehir turumuzda, 1595 yılında inşa edilen ve Osmanlı yapılarının en görkemlilerinden biri olan Burcu’l-Kebîr Osmanlı Kalesi’ni ziyaret ediyoruz. Ayrıca, şehrin sembolü olan ve Fatımi döneminde, 916 yılında inşa edilen Mehdiyye Ulu Camii ile eski şehrin giriş kapısı olarak bilinen Skifa Kahla da gezimiz sırasında göreceğimiz önemli yerler arasında bulunuyor. Mehdiye’deki ziyaretlerimizi tamamladıktan sonra, Tunus’un sahil bölgesinde yer alan tarihi Monastir şehrine hareket ediyoruz. Akdeniz kıyısında yer alan bu şehirde, Tunus’un en eski ve en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Monastir Ribati’ni keşfediyoruz. Ortaçağ’da savunma amacıyla inşa edilen ve zamanla bir tarihi yapıya dönüşen bu etkileyici kale kompleksi, günümüzde turistlerin yoğun ilgisini çeken önemli bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Son olarak, Tunus’un bağımsızlık lideri ve ilk cumhurbaşkanı olan Habib Bourguiba’nın Anıt Mezarı’nı ziyaret ediyoruz. Ardından, masmavi denizle buluşan bembeyaz kumsalları, yemyeşil bahçeleri, arkeolojik alanları ve yasemin kokularıyla ünlü Hammamet şehrine geri dönüyoruz. Eski şehir Medina’da gerçekleştireceğimiz kısa bir turun ardından otele varıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

4.Gün: NABİL – SİDİ BU SAİD

Otelde alacağımız sabah kahvaltısının ardından, seramik ve çini sanatının başkenti sayılan Nabil şehrine doğru yola çıkıyoruz. Şehir, eşsiz güzellikteki seramik ve çini ürünleri, çömlek atölyeleri ve çömlek satan dükkanlarıyla ünlüdür. Eski şehir Medina’sını gezdikten sonra, Tunus’un dünyaca ünlü Bardo Mozaik Müzesi’ne hareket ediyoruz. 7 Mayıs 1888 tarihinde kurulan Bardo Müzesi, zengin koleksiyonuyla Akdeniz bölgesinin en önemli müzelerinden biri olmasının yanı sıra, Kahire Mısır Müzesi'nden sonra Afrika kıtasının en büyük ikinci müzesi olarak kabul edilir. "Dünyanın en büyük mozaik müzesi" unvanını taşıyan bu muhteşem yapı, onlarca salonunda sergilenen yüzlerce büyüleyici mozaik eseriyle ziyaretçilerini hayran bırakıyor. Müze gezimizin ardından, mavi ve beyaz renkleriyle ünlü Sidi Bou Said kasabasına doğru hareket ediyoruz. Akdeniz’e hâkim bir tepede konumlanan bu büyüleyici kasaba, freskli kafeleri, otantik Tunus restoranları ve küçük sanat galerileriyle hem mistik hem masalsı bir atmosfer sunuyor. Sidi Bou Said’in taş döşeli dar sokaklarında keyifli bir gezintinin ardından, turumuzun son durağı olan havalimanına hareket ediyoruz. Bagaj ve bilet işlemlerimizi tamamladıktan sonra Türk Hava Yolları ile İstanbul’a uçuyoruz. İstanbul’a varışımızla birlikte turumuz sona eriyor.